Kadında dış genital organ kanserleri, erken tanınması ve uygun tedavinin ve yapılması açısından önemlidir.Kadın genital kanserleri içinde daha az sıklıkta görülür (tüm kadın genital organ kanserlerinin %3-5 i).
Kadın dış genital kanserleri etiyolojik nedene göre iki gruba ayrılır. Bunların bir grubu ileri yaşlarda görülen ve skuamöz hücre kanserleri ağırlıklı olan tümörlerdir. Diğer bir grubu ise daha genç ve 45-50 yaşından önce görülen ve sıklığını arttırıcı hadiselerin ( human papilloma virüs gibi ) neden olduğu durumlardır.
Kadın dış genital kanserlerinin %40'ı labia majoralardan köken alır, daha az sıklıkta olmak üzere labia minörolarda, klitoris bölgesinde ve perianal bölgede de görülebilmektedir.
Özellikle öyküsünde aşağı genital sistemde tümör geçirmiş hastalar, immün süpresyon tedavisi alanlar, hipertasyon, diyabet gibi durumlar, ileri yaşlar, hpv öyküsü olan kadınlarda bu risk artmaktadır. Bunlardan başka vulva kanserleri yani dış genital kanserleri için, daha önceden prekanseröz lezyonların olması da yine riski arttıran bir durumdur.
Vulva kanserlerini önemli kılan unsurlardan biri de şudur: daha önce vulva biyopsi yapılmış, şüpheli alanlardan asetik asit boyama testi ile veya diğer şüpheli alanlardan biyopsi yapılmış ve burada HGSIL ( High Grade Skuamoz Intraepitelyal Lezyon) lezyon tespit edilmiş vakalarda, biyopsi alanlarına komşu ya da vulvada başka bir alanda çok erken dönemde bir stromal invazyonu olan kanser bile olabilmesidir. Dolayısıyla bu tür vakalarda erken invaziv tümörün atlanılması ya da geç kalınması açısından vulva kanserini önemli kılan bir unsurdur.
Çok erken dönemde de lenf nodu metastazı olabilmesi ve vakada lenf nodu metastazının olması hastalığın geleceğini çok etkilemesi , dış genital organ kanserlerini önemli kılan başka bir unsurdur. Kadın genital kanserleri içinde , cerrahi sırasında anatomik olarak farklı bir bölge olması, anüs ve üretraya infiltre olabilmesi, lenf nodu disseksiyonun inguinofemoral lenf nodlarını ilgilendirmesi ve lenf nodu metastazının prognozu direk etkilemesi, sentinel lenf nodu uygulamasının etkin kullanılması özellik gösterir. Bundan başka, tümör çapı, yakın organ invazyonu ve invazyonun derecesi, lenf nodu metastazı sayısı ve metastazın büyüklüğü, tümörün vulvadaki yerinin durumu, pelvik lenf nodlarının tutulumu gibi durumlar, cerrahi tedavinin seçimi ve şekli, radyoterapi ve kemoterapi gereklilik ve durumunu doğrudan etkiler. Cerrahi tedavinin etkin kullanımı prognozda önemli rol oynar. Vulvar melanom gibi oldukça seyrek görülen tümörlerde evreleme ve tedavi seçimi tamamen farklılık gösterir.
Kadın dış genital organ kanserleri daha az sıklıkta görülmesinin aksine doğru tedavinin seçimi ve tedavi modalitelerinin yerinde ve etkin kullanımını gerektirmesi açısından önem arzeder.